Türkiye’nin Dönüşümü ve Siyasi Durum Değişiklikleri

Türkiye, geçmişte sömürgecilerin baskısı altında olan bir ülke olmaktan çıkıp farklı bir kimliğe bürünüyor. Artık büyük Türkiye olarak tanımlanan ülke, klasik Cumhuriyet aydınlarının anlayamayacağı, Batılılar ve sıkı Cumhuriyet rejim bekçileri tarafından hor görülen muhafazakâr akademisyenlerin de anlaması zor bir noktaya geldi.

200 yıldır dünyaya egemen olan Batılı devletler güçlerini kaybettiler ancak buna rağmen yenilikleri kabul etmekte zorlanıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ise, AK Parti hükümetlerinin yaptığı devrimler sayesinde terörle mücadelede önemli adımlar attığını kabul etmektedir.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü duruşlarıyla siyasi partiler arasında net bir duruş oluşmuştur. AK Parti ve MHP, PKK’nın kendini feshetmesi ve terörün sona ermesi için mücadele ederken, DEM Parti süreci desteklemektedir.

CHP’nin tutarsız duruşu, partinin zihinsel karmaşasını yansıtmaktadır. Parti, süreci okuyamamakta ve Türkiye’nin değişen dinamiklerine uyum sağlayamamaktadır.

CHP’nin Söylem Analizi:

* “Bu işin arkasında pazarlık var mı?”

* “Kırk yıllık bir terör örgütünün kendini feshetmesi bu kadar kolay mı?”

* “Mesele şeffaf yürütülmeli.”

* “Meclis’te komisyon kurulsun.”

CHP’nin ideolojik duruşu, Türkiye’nin değişen siyasi atmosferine ayak uyduramamaktadır. Parti, iç meselelerle uğraşırken ülkenin gerçek sorunlarına odaklanamamaktadır.

CHP’nin Türkiye’nin yeni yapılanmasını anlaması zaman alacaktır ve siyasi geleceği belirsizdir. Türkiye’nin küresel güç olarak yükselişi, CHP’nin dış destekli politikalarını zora sokmaktadır.

CHP’nin siyasi çıkmazı, halkın desteğini kaybetmesine yol açmaktadır. Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla seçmenler arasında farklı tepkiler oluşmuş ve AK Parti ile MHP’nin sürece olan desteği artmıştır.

CHP’nin uzun vadede Türkiye’nin değişimini kavraması zaman alacaktır. Parti, partizan politikalarıyla enerjisini boşa harcarken ülkenin gerçek sorunlarına çözüm üretememektedir.